REFİK ANADOL
YAŞAYAN TABLOLAR
PİLEVNELİ | YALIKAVAK
Çalışmalarını insanlığın doğa, mekân, kent kültürü ve zaman gibi kolektif anılarını resmetmek olarak tanımlayan ve algoritmalar yoluyla verileri imgeleştiren Refik Anadol, "verinin görülemeyeni görünür kılabilme ihtimali"nden ilham alır. Veri gibi değişken bir kavramı, akışkanlar dinamiği veya gürültü algoritmalarıyla pekiştiren yeni medya sanatçısı, doku, gölge, patern ve gelişmiş ışık deneyimleri üzerine devamlı çalışarak yeni ifade biçimlerini arar. Farklı sistemlere ve bilgi kaynaklarına dayalı, çok renkli, dalgalı ve dokulu işlerini ise "hareketli / canlı resimler" olarak tanımlar. Yüzeyden taşan üç boyutlu dinamik heykeller olarak da tanımlanabilecek bu dijital görüntüleri elde etmek için kullandığı malzemeler veriler, ses ve ışık; kullandığı araç yapay zekâ; beslendiği alan ise genellikle mimari-mekân ilişkisidir. Bunların sonucunda üç boyuta taşınan ve mimarinin bir tuvale dönüşme ihtimalini sorgulayan, ne boyutta olursa olsun sürekli dalgalanarak, parçalanarak birleşen pikseller olarak sunulan renkli görüntü dizileri oluşturur.
Sanatçı ve ekibi verileri ekranlar, binalar, heykeller ve sürükleyici odalarda görsel hikâyeler anlatan ifade biçimlerine dönüştürerek unutulmaz deneyimler yaratmak üzere bilgisayarlar tarafından üretilen dijital algoritmaları kullanırlar. Anadol, çalışmalarında bir akış içinde dönen, hareket eden yüzlerce molekülü asla kurumayan bir tür pigment olarak görür; çünkü dijital verinin her daim akış hâlinde olduğuna, hiçbir zaman durmayacağına inanır. Bu akışkan ve hareketli imgeler yalnızca meditatif bir görsel etki yaratmakla kalmaz, ayrıca izleyicinin kendini tamamen içinde hissettiği etkili fiziksel ve işitsel atmosferler oluşturur. Yüzeyde, zeminde, tavanda, etkileşim hâlinde olduğumuz her alanda bize doğru yükselen, taşan, ilerleyen estetik veri yığınları, teknolojinin sanatçıyı ve izleyiciyi günümüzde nasıl konumlandırdığına dair de önemli bir süreci ve değişimi yansıtır. Geçmişi kullanıp, bugünü deneyimleyip, muhtemel yarını öngörme hâlini işlerinde yansıttığını belirten sanatçı, en son dijital teknolojilerle estetik arasındaki kesişimi, anıların nasıl görselleştirilip makinenin nasıl öğrendiğine yönelik çalışmalarını kapsamlı bir ekiple sürdürmektedir. Bu kapsamda görsel, işitsel, sismik, coğrafi, meteorolojik, kültürel ve akla gelebilecek her türlü veriyi aralarında NASA ve Google'ın da bulunduğu kurumlarla iş birliği içinde toplayarak her yeni serisinde eserler bütünü içinde önemli kırılma noktaları yaratır.
*Neural Paintings (AI Data paintings): Zihnin Hâlleri
Refik Anadol Studio'nun en son araştırmalara dayalı yeni serilerinden olan ve Türkçe'de "Sinirsel Resimler" olarak ifade edilebilecek Neural Paintings adlı çalışmaları, biyo-enformatik ile estetik arasında bir köprü kuruyor. Bu işler, beyin bilgisayar arayüzü için kullanılan EEG DSI-VR300 Araştırma Sınıfı Algılama Cihazı ile toplanan bir veri setine dayanıyor. Cihaz, beynin görsel korteksinden gelen aktiviteyi ölçerken Anadol ve ekibi belirli zaman dilimlerinde bireylerden toplanan heyecan ve odaklanma verileri hakkında derinlemesine bilgi aktaran, büyüyen bir veri kümesi elde ediyor. Bu ham veri kümesi, daha sonra işlenerek görselleştirme örnekleri oluşturuluyor. Heyecan verisi animasyonun hızını belirlerken, odaklanma verisiyse ölçeği belirliyor. Son aşamada, makine-insan iş birliğiyle nihai veri tabloları oluşturuluyor ve duygusal belleğin eşi görülmemiş temsillerini sergiliyor. Tamamı beyaz tonlarında, akışkan görütüleri yansıtan bu monokrom yapay zekâ veri resimleri sırayla zihnin meditatif, negatif ve pozitif durumlarını temsil ediyor.
*The Winds of LA (AI Data Paintings): Değişimin Rüzgârı
Kamusal verilerle sanat yaratmak, çevrelerinin doğal ve kurumsal tarihleriyle girift bir şekilde birleşen yeni kolektif hafızalar üretme kapasitesine sahiptir. Refik Anadol Studio'nun kentsel alanlardaki projeleri, ulaşım, fiziksel hareket ve çevre üzerindeki etki de dahil olmak üzere her türlü insan deneyimine ilişkin geniş veri kümelerinin analizine ve sanatsal yorumuna dayanır. Kaliforniyalı büyük yazar Joan Didion, "Rüzgâr bize sınıra ne kadar yakın olduğumuzu gösterir" diye yazmıştır. Gerçekten de değişimin eşiğindeyken rüzgâr daha güçlü hissettirir. Sınırları zorlamak için ne kadar hızlı koşarsak, dünyanın değişimini de o kadar güçlü hissederiz. "Winds of LA (Los Angeles'ın Rüzgârları)" Refik Anadol Studio'nun en son teknolojik yenilikleri sürekli değişen sanatsal ifadelerle birleştiren, ilhamını rüzgardân alan uzun vadeli projesi Wind AI Data Sculpture çalışmalarının en güncel serisini oluşturur. Bu çalışma, kentin çevresine yerleştirilen ve rüzgâr hızı, yönü, esme şekilleri ve sıcaklığı toplayan gerçek zamanlı API hava durumu sensörlerinden elde edilen geniş bir veri setinden yararlanır. Eser, verileri deneysel akışkan bir hareket estetiğine dönüştürür; kent ile çevre arasındaki etkileşimlerinin akışkanlığının da benzersiz bir yorumudur bu. Los Angeles izleyicisi için özel olarak tasarlanan seri, onları yaşadıkları ortamın görünmez doğa olaylarının desenleri ve dokularıyla buluşturmayı amaçlar.
*California Landscapes: Tesadüfi imgelerden kentin akışkanlığına
İnsanın doğayla ilişkisi, sanat tarihinde gerçekçi manzara resimlerinden doğadaki renklerin dışavurumcu tasvirlerine kadar sayısız şekilde temsil edilmiştir. Kaliforniya Manzaraları serisi için Anadol, insan-makine iş birliğinin doğaya yeni bir bakışla ve algıyla yaklaşmaya nasıl yardımcı olabileceğini göstermek için kendi deyimiyle "düşünen bir fırça" kullanır ve tuvalini verilerle boyar. Görüntü üretiminde yapay zekânın en çığır açan teknolojilerinden biri olan Stable Diffusion modelini kullanan Refik Anadol Studio, serinin ilk bölümünde makinenin Kaliforniya manzaraları ve renklerine dair "halüsinasyonlarını" çok boyutlu bir uzayda yakalamak için StyleGAN2-ADA'yı kullanır**. Bu yöntemle toplanan görüntü arşivinin alt kümeleriyle benzersiz bir yapay zekâ modeline gider. Serideki her bir görüntü, seçilen "halüsinasyonlardan" oluşan bir kümeyi gösterir ve Anadol, "makine zihninde" meydana gelen manzara görüntülerine yönelik sayısız tesadüfi imge arasından seçimler yapar. Yapay zekâ, eğitimden sonra boş ve denetimsiz olduğunda ise veri kümesine dayalı olarak ve algoritmik bağlantılarla çizilen benzersiz çizgiler aracılığıyla yeni estetik görüntüler ve renk kombinasyonu oluşturarak öncekilere göre soyutlanmış, karmaşık ve akışkan manzaralar üretir. Bu çalışmalar, Anadol'un veriyi kendi yarattığı bir evrende yönetme vizyonunu ve veri görselleştirmenin gizemli alanını sonsuz, kendini üreten düşünceye olanak sağlayan bir alan olarak yansıtır.
*Bu bölümler, Refik Anadol'un İngilizce olarak yazılan eser açıklamalarının aslına uygun şekilde Türkçeye çevrilip küçük eklemeler yapılmasıyla oluşturulmuştur.
** StyleGAN2-ADA, bir yapay zekâ metodu olan Çekişmeli Üretici Ağları'nın (generative adversarial networks-GAN) bir versiyonudur.