KEVIN FRANCIS GRAY
24.04 - 31.05.2025
PİLEVNELİ | DOLAPDERE
PİLEVNELİ, 24 Nisan - 31 Mayıs 2025 tarihleri arasında İrlandalı sanatçı Kevin Francis Gray’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisini sunmaktan mutluluk duyar.
Kevin Francis Gray’in eserlerinden seçkin bir derlemeye yer veren bu sergi, soyutlama, figürasyon ve portreciliği dinamik heykel kompozisyonları aracılığıyla bir araya getirerek Gray’in sanatsal dilinin son yıllardaki evrimini gözler önüne seriyor.
Çağdaş heykelin önde gelen isimlerinden Kevin Francis Gray, İtalyan mermerinin tarihsel mirasını çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Klasik modelleme, döküm ve yontma tekniklerini güçlü bir el işçiliğiyle birleştirerek, sert ve hareketsiz olarak algılanan mermeri akışkan ve duygusal kompozisyonlara dönüştürüyor. Sergi, sanatçının Family Series ve Gestural Works serilerinden çalışmaların yanı sıra, Gray’in son Türkiye ziyaretinden ilham alan ve sergiye özel olarak üretilen Fragile Heads serisini kapsıyor.
Family Series; büyük, orta ve küçük ölçekli soyut heykellerden oluşuyor ve farklı tonlarda kullanılan beyaz mermerlerle aile bağlarının karmaşıklığını konu ediyor. “Rising Father”, “Mother and Child”, “Son Dancing”, “Reposing and Reclining Mother” adlı eserler, aile ilişkilerinin tatmin ve belirsizlik, güç ve kırılganlık, birlik ve yalnızlık gibi ikili duygularını ele alıyor. Bu duygusal zıtlıklar, hem narin hem de anıtsal bir dengeyle sunuluyor. Sanatçının kişisel deneyimlerinden yola çıkan seri, aynı zamanda toplumsal aile yapıları, toplumsal cinsiyet rolleri ve bireyin sosyal çevresiyle kurduğu ilişkiye dair daha geniş bir çerçevede düşünmenin önünü açıyor.
Gray, önceki çalışmalarında ele aldığı malzeme hareketliliği, biçimin indirgenmesi ve yapıbozum ile yeniden inşa arasındaki etkileşim gibi temaları Family Series daha da rafine bir hâle getiriyor. İnsan bedeni; yüz hatları, uzuvlar ve gövdelerin soyut biçimlere dönüşerek metonimik formlarla temsil edilmesiyle kendini gösteriyor. Sanatçı, figürü tamamen ortadan kaldırmak yerine onun özünü damıtıyor ve insan formunu evrensel, zamansız bir dilde yeniden kurguluyor. “Kişisel deneyimlerime dair sanatsal bir açık kalp ameliyatı” olarak tanımladığı bu seride Gray, aile bağlarının kırılgan, dirençli ve sürekli değişen doğasını gözler önüne seriyor.
Gray; Gestural Works serisinde (Ceridwen Seated, Young Janus, Bust of Aoife’s Son ve Ulster Boy [Maquette]) tarihsel ve mitolojik anlatıları çağdaş formlarla harmanlıyor. “Young God Standing” eserinde olduğu gibi, geleneksel yüz betimlemelerinden uzaklaşarak tüm bedeni akışkan bir mermer figür olarak yeniden kurguluyor. Her heykelin yüzeyi, sanatçının dokunuşunu taşır ve bu etki, mermer panellerde en güçlü ifadesini buluyor; böylece modelleme sürecinin hareket enerjisi korunuyor. Bazı eserlerde biçimler spontane ve enerjik görünürken, bazılarında ise akıcı ve zarif bir bütünlük sergiliyor. Gray, malzemenin doğasını, hareketi ve duygusal yoğunluğu keşfetmeye devam ederken, her bir heykel için özel olarak tasarladığı çelik veya ahşap kaidelerle, geleneksel kaide-heykel ayrımını ortadan kaldırarak her iki unsuru bütünleşik bir form hâline getiriyor.
Serginin öne çıkan bölümlerinden biri olan Fragile Heads serisi, sanatçının İstanbul ziyareti sırasında karşılaştığı İznik çinilerinden esinlenerek ürettiği renkli porselen çalışmalardan oluşuyor. Gray, bu eserleri aldığı ilhamı geri vermenin, İstanbul’a olan hayranlığını ve minnettarlığını kültürel bir köprü aracılığıyla ifade etmenin bir yolu olarak, İstanbul’a bir saygı duruşu niteliğinde tasarlıyor. İnce çatlaklar ve narin açıklıklarla bezenmiş her porselen baş, bireysel zorluklardan küresel çalkantılara kadar insan deneyiminin kırılganlığına atıfta bulunuyor. Bu kusurlar, formu zayıflatmak yerine, kopuş anlarında bile dönüşüm ve sürekliliğin varlığını hissettiriyor. Kırılgan zamanlar için kırılgan eserler.
Sergideki tüm eserler, kompozisyonlarının bütünlüğü ve dengesiyle öne çıkıyor. Katı formlar ve boşluklar arasındaki etkileşim, farklı açılar ve perspektiflerin eşzamanlılığı, izleyicinin eserin çevresinde hareket ettikçe açılan ve kapanan, genişleyen ve daralan dinamik bir yapı deneyimlemesini sağlıyor. Bir bütün olarak ele alındığında, sergi; malzemenin, biçimin ve insan varoluşunun dönüşümüne dair derin bir meditasyon sunuyor. Yüzyıllardır süregelen heykel geleneğinden beslenen ancak tamamen çağdaş bir yaklaşımla şekillenen Gray’in pratiği, heykel diline yeni açılımlar kazandırmaya devam ederken, fiziksel olanın geçiciliği ve insani bağların kalıcılığı üzerine düşünmeye davet ediyor.