HÜSEYİN ÇAĞLAYAN

Hüseyin Çağlayan, moda ve sanatın kesişim noktasından yola çıkarak yer alarak kültürel kimlik, yer değiştirme ve göç gibi temaları işler. Böylelikle beden, mekân ve tarih arasındaki ilişkileri yeniden düşünmemizi sağlar. Özellikle kıyafetleri yalnızca birer giyim nesnesi olarak değil, anlatı araçları olarak kullanır; bu yaklaşımıyla, modayı hem kişisel hem de toplumsal bir ifade biçimine dönüştürür. Çağlayan’ın eserleri, fikirlerini minimal bir estetikle birleştirirken çeşitli sosyolojik sorular ortaya koyar.

 

Sanatçının üretim anlayışı, teknoloji ve bilimi modanın teknik olanaklarıyla harmanlayarak, yenilikçi ve öncü işler yaratmaya dayanır. Robotik kıyafetler, hareket edebilen kumaşlar, ışıkla senkronize tasarımlar ve kentsel malzemelerden etnik unsurlar taşıyan giysiler, Çağlayan’ın işlerinde sıklıkla karşımıza çıkar. Bu tür yenilikçi yaklaşımlar, onun yalnızca bir tasarımcı değil, aynı zamanda teknolojik ve kültürel dönüşümlere dair bir araştırmacı olduğunu gösterir. Bu çalışmalar, izleyiciyi hem estetik hem de düşünsel bir keşif sürecine davet eder.

 

Hüseyin Çağlayan’ın sanatsal üslubu, geçmişle geleceği, gelenekle moderniteyi bir araya getirerek yeni anlatılar yaratma üzerine kuruludur. Kıbrıs ve İngiltere gibi farklı kültürler arasında büyümesinin etkisiyle, ulus-devletlerin sınırları, bedensizleşme ve kimlik arayışı gibi konular, işlerinin merkezinde yer alır. Onun tasarımları, bireyin ve toplumun geçirdiği dönüşümleri incelerken, performans ve yeni medya gibi araçlarla çok katmanlı bir eleştiri sunar. Çağlayan’ın bu kapsamlı yaklaşımı, modayı salt bir endüstri olmaktan çıkarıp, bir düşünce platformuna dönüştürür.

 

Hüseyin Çağlayan, 12 Ağustos 1970’te Lefkoşa, Kıbrıs’ta doğdu. 1978 yılında ailesiyle birlikte İngiltere’ye göç etti. Eğitim hayatına Highgate School’da başladı ve ardından Warwickshire School of Arts’ta moda ve giyim üzerine Ulusal Diploma aldı. Çağlayan, Central Saint Martins College of Art and Design’da moda tasarımı eğitimi aldı ve 1993 yılında mezun oldu. Mezuniyet projesi The Tangent Flows ile büyük yankı uyandırdı; oksitlenmesi için toprağa gömdüğü ipek kumaşları kullanarak hazırladığı bu koleksiyon, hem yenilikçi yaklaşımıyla hem de kavramsal derinliğiyle dikkat çekti. Mezuniyetinin hemen ardından kendi adını taşıyan markasını kurarak moda dünyasına adım attı.

 

Çağlayan, 2003 yılında Türkiye’deki ilk sergisini Murat Pilevneli’yle gerçekleştirdi. Bu işbirliği, 2005 yılında 51. Venedik Bienali’nde Murat Pilevneli’nin koordinatörlüğünde Türkiye Pavyonu’nda gösterilen The Absent Presence adlı video çalışmasıyla zirveye ulaştı. Başrolünde Tilda Swinton’ın yer aldığı bu kısa film, göç, kimlik ve aidiyet temalarını işlerken büyük beğeni topladı. 2011’de Lady Gaga’nın Grammy Ödülleri’ndeki pleksiglas yumurta performansını tasarlayan Çağlayan, 2015 yılında Sadler’s Wells Tiyatrosu’nda yönettiği Gravity Fatigue adlı dans prodüksiyonuyla performans sanatına olan ilgisini ileri bir boyuta taşıdı. 2022 yılında Şanghay Power Station of Design Müzesi’nde Archipelago isimli retrospektif sergisiyle ırk, kültür ve göç temalarını yeniden ele aldı. Aynı yıl Türkiye’de, Sakıp Sabancı Müzesi’nde Souffleur sergisiyle kimlik, bedensizlik ve sömürgecilik gibi kavramlara odaklanan eserlerini izleyiciyle buluşturdu.

 

Hüseyin Çağlayan’ın eserleri; Pippy Houldsworth Gallery (İngiltere) Les Arts Decoratifs (Fransa), Lisson Gallery (İngiltere), İstanbul Modern (Türkiye), Tokyo Contemporary Art Museum (Japonya), London Design Museum (İngiltere), Musée de la Mode, Palais du Louvre (Fransa), Collete (Fransa), The Window Gallery (Çek Cumhuriyeti)’de sergilenmiştir. Ayrıca, Çağlayan kariyeri boyunca; Moda Vizyoneri Ödülü (Audi Moda Festivali 2013), Lucky Strike Tasarımcı Ödülü (Raymond Loewy Vakfı 2012), Tasarıma Yaşam Boyu Başarı (FX Uluslararası İç Tasarım Ödülleri 2009), Yılın Tasarımcısı (İngiliz Moda Ödülleri 2000) ve Yılın Tasarımcısı (İngiliz Moda Ödülleri 1999) ve MBE (Kraliçenin Doğum Günü Onur Listesi 2006) gibi çok sayıda ödül kazandı.


Hüseyin Çağlayan, yaşamını ve çalışmalarını Londra'da sürdürüyor.